13 Temmuz 2013 Cumartesi

Herkesin hayalleri, amaçları ve bu dünyadan istediği bir şeyler vardır mutlaka. Ben dünyayı dolaşmak isterim, sen rock star olmak istersin, başka biri doktor olmak ister. Bu hayaller ve amaçlar bizi hayatta tutan önemli ögelerdir. Fakat hayallerimize ulaşacak kadar cesur olduğumuzdan emin değilim.
Bana inanmıyorsanız, Dostoyevski'nin "Yeraltından Notlar" kitabından birkaç alıntı yapayım da aklınızı karıştırayım.
 "...Yıkmayı ve kargaşayı içgüdüsel olarak sevmesinin nedeni sakın, amacına ermekten, yaratmakta olduğu yapıyı bitirmekten içgüdüsel olarak korkmasından olmasın? Nereden biliyorsunuz, o binayı belki kesinlikle yakından değil, yalnızca uzaktan seviyordur? ..."
 "...Ama insanoğlu hercai gönüllü, yakışıksız bir yaratıktır ve tek istediği de hedefin kendisi değil, ona varmak çabasıdır. ..."
"...Peki, insan aradığını bulduktan sonra nereye gidecek? En azından, bu çeşit hedeflere her vardığında tuhaf bir duyguya kapıldığı olur. Amacına doğru yürümeyi sever, ama ona varmayı hiç istemez. ..."
Favori kitabımdan da örnek göstermesem olmaz. Simyacı kitabındaki billuriyeciyi hatırlıyor musunuz? Santiago parasını çaldırdıktan sonra yanında çalışmıştı. O tüccarın da hayali hacca gitmekti. Santiago ona "Peki, Mekke'ye şimdi neden gitmiyorsunuz?" diye sorunca, tüccar, "Beni hayatta tutan Mekke'dir. Hepsi birbirine benzeyen günlere, raflara dizilmiş şu vazolara, iğrenç bir aşevinde öğle akşam yemek yemeye katlanacak güç veriyor bana. Düşümü gerçekleştirmekten korkuyorum, çünkü o zaman yaşamak için bir sebebim olmayacak." demişti.
Şimdi ne düşünüyorsunuz?
Benim en büyük hayalim dünyayı dolaşmak ve bunun sonu gelmez gibi düşünüyorum. Her zaman gitmediğim bir yer olacak gibi. Sonsuz bir hedef, hiç bitmeyecek gibi. Mesela rock star olmak kolay değil, bunu sadece uzaktan seviyoruz sanırım :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder